10 Ağustos 2016 Çarşamba

TAM İFŞAAT VE YÜKSELİŞ: SAVAŞ KIZIŞTI ( BÖLÜM 2 )




Bağımsız köstebek kaynaklar ve ölçülebilir gerçek - dünya verileri, Tam İfşaat için savaşın kızıştığını doğruluyor. Söylentilere göre Boeing tarafından yapılmış yeni üçgen savaş uzay aracı Antarktika üzerinde ve başka yerlerde gerçekleşmekte olan savaşlarda kararlı devrilme noktası yarattı. Şimdi İncil'e ve diğer kadim metinlere dek geri giden kehanetlerin gerçekleşmesini görmekteyiz. Bu çok heyecan verici bir zaman ve geleceğe doğru ilerlerken "beklenmeyeni bekleyebiliriz". 

GERÇEKLİK SANDIĞIMIZDAN ÇOK FARKLI

 Dikkat etmekte olanlar için, "gerçekliğin" sadece bize anlatılmış olan başka bir hikaye olduğu artan şekilde açık hale geliyor. UFO fenomeni her zaman kutuya kolayca sığdıramadığımız bir gizem olmuştur. Orada kaç tane UFO var? Nereden geliyorlar? Neye benziyorlar? Kötü adamlar ve iyi adamlar mı var? Ve neden kendilerini göstermiyorlar? Son 20 yıldır muhbirlerden topladığım bilgiler, bir çok insanın muhtemelen hayal edebileceğinden çok daha karmaşık hikayeyi ortaya seriyor. Bizim gibi insanlar zaman algısı çok farklı olan varlıklara evrimleşebilir -- bizim binlerce yılımızın tek bir yıl olduğu algı. Bu insanlar hala çok fiziksel, etten kemikten varlıklar -- ve kendi hava sahamızda her tarafımızda düzenli olarak işlev yaptıkları görünüyor. Ayrıca, oraya gittiğimizde bizim için kendi algılarının yeni "normal" olması için, bizi kendi zaman sürekliliklerine götürebilirler. 

TAM İFŞAAT İÇİN ZORLAMAK

 TV şovlarımı, konferanslarımı, videolarımı ve kitaplarımı gördüyseniz, bu gizemlerin aslında ne kadar uzaklara eriştiğini ve kadim olduğunu kavramışsınızdır. Güçlü uluslararası ittifaklar kuruldu ve gerçeğin tam ifşaati için saldırganca zorluyorlar. Bu çok gerçek bir fenomen. Son zamanlara kadar makalelerimizin İttifak çabası için nasıl önemli olduğunu kavramadım.

 UFO VE SPİRİTÜEL GERÇEKLİKLER İÇ İÇE GEÇEBİLİR

 Çok az insan ET/UFO fenomeninin spiritüel realite olarak düşündüğümüz şey ile kesiştiği karmaşıklığı değerlendirebilir. Hem "melekler" hem de "şeytanlar" çok gerçek ve genel folklörün ileri sürebileceği gibi masal aleminde var olan ufak hayaletler değiller. Gerçek hikaye çok daha ilginç ve gerçekliğimize direkt olarak sızabilir. Bu varlıklar her tarafımızda çalışıyorlar. Bazı hava koridorlarının yeterli trafiği var, doğru ekipmana sahipseniz yoğun karayolları gibi görünürler. Bana, "dördüncü nesil" adı verilen askeri gece görüş aygıtının göklerimizde olup bitenlerin daha fazlasını görmenizi sağlayabildiği anlatıldı. Onların teknolojisi bizim açıkça sahip olduğumuzdan çok daha ileri olduğu için, ziyaretçiler gizli kalabiliyorlar. Buna "maskeleme" deniyor. Bu maskeleme teknolojisi yerçekiminin değiştirildiği, ışık dalgalarının bir nesnenin etrafından bükülmesini sağlayan stratejiler kullanıyor - bu, nesneyi tamamen görünmez kılıyor. Eğer havada o nesne ile gerçekten çarpışsaydınız, yine ona çarpardınız. Tüm ticari ve özel hava yollarının uçuş koridorları göklerimizdeki dev yüzen şehirler ve "karayolları" ile kesişmemesi için kasten oluşturuluyor. Ayrıca bu egzotik araçlardan ateşlenen silahlardan gelen "raporları" ve sonuç olarak ortaya çıkan patlamaların maskelenemediğini biliyoruz. Açık savaş durumunda garip atmosferik fenomenler görülebilir -- ve çeşitli hava araçları direkt etkiler yapabilir. Bu tür uçan bir araç yeterince zarar görseydi, dünyaya düşebilirdi, yüksek teknoloji enkazı ve ET bedenleri olan enkaz bölgesi bırakırdı. 

CENNETLERDE SAVAŞ VAR VE CİDDİ ŞEKİLDE YÜKSELİYOR 


TAM İFŞAAT VE YÜKSELİŞ: SAVAŞ KIZIŞTI !


ÖNEMLİ BAŞLIKLAR VAR, GAME OF THRONES DİZİSİ VE ILLUMİNATİ ARASINDAKİ BAĞLANTIDAN DA BAHSEDİLMİŞ 

Şu anda açık dünyada her şey “neredeyse çok sakin” görünse de, Gizli Uzay Programı dünyasında savaş daha önce hiç bu kadar kızışmamıştı veya bu kadar yoğun olmamıştı.
Artık operasyon güvenliği nedeniyle tam bilgi almıyoruz – ama bunun nereye götürdüğü ile ilgili kuvvetli ipuçlarımız var.
Bu makalenin tepesindeki çizim, yüksek seviye istihbarat bilgisine dayanarak, şu anda gerçekleşmekte olan savaşın havadaki bölümünün profesyonel temsilidir.
Bu normal bir durum değildir. “Maskeleme teknolojisi” nedeniyle bu savaş bizim için görünmezdir, ama savaşın ölçebildiğimiz izleri var.
Draco’nun gözyaşı şeklindeki uzay aracı ve üçgen ” chevron” uzay aracı İttifaktan geldiği görünen yeni ve beklenmedik sürpriz saldırıdır.
Neler olduğunu ve bunun nereye gittiğini anlamanıza yardımcı olmak için bu makalede bilgileri sağlayacağız.
Güneş sistemimizin ve kendi Dünyamızın normalde tanıdık olmayan insanlar tarafından geniş ölçüde kolonileştirildiğinin kapsamlı, inkar edilmez kanıtına sahibiz.
Bu, çapraz – korelasyonlu muhbir tanıklığını, ayrıca Ay, Mars ve diğer aylardaki tuhaf yapıların fotoğraf kanıtını kapsıyor.
Bu yapılar piramitleri, dikilitaşları, devasa insan yüzünü, muazzam cam benzeri kubbeleri ve kare şeklinde yeraltı odalarının çökmüş bina çatılarını kapsıyor.
Ayrıca bu daha büyük uygarlığa derinden dahil olmuş olan kendi ‘adalarımızdan’ insanlar da var.
Bu bağlantıyı hepimizden sakladılar.
Yeni muhbir tanıklığı Kabal’ın – küresel elit bankacılar – 1700 lerin sonlarından bu yana Gizli Uzay Programı (SSP) sürdürdüklerini ortaya koydu.
Kabal’ın ilk hareketi 1800 lerin başında Güney Amerika’da gizli üsler kurmaktı.
Orada, gizli balon/zeplin teknolojisi ile uzay yolculuğuna erişmeye teşebbüs ettiler.
Çalışma büyük ölçüde 1825 te başladı ve önemli başarıya 1850’de ulaşıldı.
Gizli dünyada, olaylar 1800 lerde çok daha iyi gidiyordu.
Bu, Amerikada Kıtalararası Demiryolu boyunca Almanca konuşan insanların hava araçlarını uçurdukları “hava gemisi” görülmeleri dalgasında zirveye ulaştı.
Demiryolu Kabal üyesi Harriman tarafından inşa edildi ve sahiplenildi. Hava araçları yere indi ve Almanca konuşan bireyler o bölgedekilerle konuştular ve hatta araçlarına bindirdiler.
Bu, güneş sistemimizi kolonileştirmeye niyet edilen gizli bir program olduğu için, bu olaylar bugüne kadar resmi olarak tanınmadılar.
Gerçek anti-yerçekimi ve Dünyanın yörüngesini terk etme yeteneği, Almanlar 20 nci yüzyılın başlarında bazı ET grupları ile anlaşma yapıncaya kadar gelmedi.
Bu veriler Hoagland’ın üst düzey muhbiri “Bruce”u da kapsayan muhbirler, ayrıca atmosfer – uzay mühendisi William Tompkins tarafından sağlanmaktadır.

GERÇEĞİ BİLMEMİZİ ENGELLEMEK İÇİN SAVAŞLAR DEVAM EDİYOR


10 Ekim 2015 Cumartesi

EGE BÖLGESİNDE BİR KÖYE UFO DÜŞTÜ



Haktan Akdoğan'ın olayı anlattığı video yazının sonundadır

"Türkiye'ye UFO düştü, Ege bölgesinde bir köye..." Bu sözler dünya dışı varlıklar konusunda çalışmalar yürüten Sirius Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Haktan Akdoğan'a ait. 

Bir televizyon programında ilk defa bu bilgileri paylaşan Akdoğan, Amerika'da 51. Bölge benzeri bir olayın Türkiye'de yaşandığını söyledi. 2006 yılında yaşanan olayda Ege bölgesinde bir köye UFO düştüğünü açıklayan Akdoğan, bunun devlet tarafından gizlendiğini söyledi. O köye giderek olayın tanıklarıyla bizzat konuştuğunu anlatan Haktan, "Olayı devlet tarafından gizleniyor. 2006 yılında Ege bölgesinde adını veremeyeceğim bir kasabasına UFO düşüyor.


 Uzaylıları bizzat gören köylülerle konuştum. 60 hanelik bir köyde meydana geliyor. Bütün köyün haberi var ancak başımıza bir şey gelir diye çok korkuyorlar. Korktukları için de anlatamıyorlar" dedi. Tanıkların ifadesine göre köylülerin uzaylılara karşı karşıya geldiğini anlatan Akdoğan, "UFO köyde bir evin 60 metre kadar yakınına düşüyor. Büyük bir patlama sesi duyuluyor. Köpekler havlamaya başlıyor. Evin sahibi av tüfeğini yanına alarak ne olduğunu öğrenmek için dışarı çıkıyor. 60 metre sonra patlamanın olduğu alana geliyor. Gördüğünü manzara karşısında çok korkuyor. Çünkü karşısında bir uzaylı duruyor.

4 Eylül 2015 Cuma

ARKTURUSLULAR – İNSANLIĞIN TARİHİ



Arkturuslular'ın Tom Kenyon Kanalıyla Verdiği Mesajda İnsanlığın Yaradılışı İle İlgili Çok Önemli Bilgiler Yer Alıyor


On milyon önce ve onun öncesinde dünyada bulunan beşinci ve daha üst boyutlarda olan varlıklar vardı. Onların doğası çok kısa ömürlü idi ve jeolojik çalkantıdan olumsuz etkilenmiyorlardı. Maddenin özellikleri ile deneyler yapıyorlardı ve onların bazıları, en maceracı olanlar, en meraklı olanlar ve daha cesur olanlar geçici olarak üçüncü boyut formlarına giriyorlardı.
Kendi üçüncü boyut formlarında çok kısa zaman periyotlarında kalıyorlardı ve sonra beşinci boyut veya daha yüksek hallerine geri dönüyorlardı. Üçüncü boyut formlarında daha uzun zaman periyotlarında kalmanın pozitif yararları ile ilgili aralarında çok fazla tartışma vardı. Bu tartışma, üçüncü boyut formunda olmanın tehlikeleri ve sınırlamaları ile ilişkiliydi.
Burada geçmişteki milyonlarca yıl öncesinden, ilk Homo sapienlerden önce, Neandertallerden öncesinden söz ediyoruz. Daha önce söylediğim gibi ephemeraller (doğası çok kısa ömürlü olan varlıklar) bir deney olarak üçüncü boyuta indiler. Bir ephemeralin biyolojik bir varlık olarak üçüncü boyutta kalabildiği ve yüksek boyuta dönebildiği belirli bir zaman periyodu vardı. Eğer bu periyotu geçerlerse, kapana kısılırlardı, yani varlığın biyolojisine.
Ephemeraller periyodunun başlangıcında, beşinciden üçüncü boyuta inme deneyleri yaparken, bu dar pencereyi biliyor ve anlıyorlardı. Binlerce yılda bu inme deneyimine devam ederken, bazıları daha az dikkatli olmaya başladı.
Neandertallerden önceki periyotta, ephemeraller hayvanların bedenlerine girebildiklerini ve dünyayı girdikleri hayvanların biyolojik sinir sistemi vasıtasıyla algılama deneyi yapabildiklerini keşfettiler. Pencere hala uygulanıyordu, ama bununla üçüncü boyut gerçekliğinde kalabildikleri zaman penceresini kastediyorum.
Bazı ephemeraller memeli bedenlerinde gezintileri sırasında biyolojide olağanüstü bir deneyimi keşfettiler. Siz buna seks – orgazm diyorsunuz. Ephemeraller bunun var olmanın en büyüleyici hali olduğunu gördüler. Onlardan bazıları o kadar kendilerini kaptırdılar ki, zaman penceresinin gerçekliği ile teması kaybettiler, biyolojik formlarda kalmayı tercih ettiler. Onlardan bazıları kapana kısıldı, beşinci boyuta geri dönemedi.

14 Kasım 2014 Cuma

Keltler ve Turkije (Türkiye)


2000 yıllarında Keltler anavatanları  olan Orta Avrupa’dan göç etmişlerdir, Çoğu İspanya Galya ve Britanya adalarına yerleşmiş diye bilgi alınır nette araştırıldığında..

Aytunç Altındal’ın videosunu izlerken alabildiğim kadarı ile Keltler ile ilgili önemli olan kısımları not aldım, videoyu yazının sonuna ekledim, benim not aldığım dakikalar 15:00 ve 39:00 zaman aralığıdır ..


KELTLER VE TURKİJE ( TÜRKİYE)

Keltler Türkiye için en önemli Halk topluluğudur , Dünya’ca ünlü Truva savaşları Kelt’lerin savaşlarıydı,

Anadolu ismi konmadan önce Galatea denen bu  bölgede  yaşayan insanlar Keltti, burası Anadolu nun göbeğiydi, Batıda Uşak, Aydın,Eskişehir, Doğuda Sivas, Şarkışla civarı  Aşağıda Toroslar ve yukarıda  Tonya Merzifon Samsun civarı, bu bölge Galatea  idi yani Kelt’lerin gelip devlet kurdukları yer ..

İ.Ö 700 lü yıllarda,Truva savaşlarından çok sonra, Keltler, İyonya denilen bu bölgeye geliyorlar, o zaman adı Anadolu falan değil, İyonya olarak geçiyor..

Keltler Galler’ den yola çıkıp Yunanistan üzerinden İyonya topraklarına geliyorlar , geldiklerinde buraya bir isim veriyorlar “Turkije” (j - y diye okunur) 

Kelt’lerin geldikleri yer olan Galler deki en önemli şehirleri ve aynı zamanda başkent’lerinin adı, Turkije yani Türkiye idi,   Keltler Türkiye’den gelip, buraya Türkiye’yi kurmak istiyorlardı,  kendi Turkije’lerini

Yani Türkiye adı, Türkler’den önce bu topraklarda kullanıldı ..

Peki Bu bilgi nereden alındı, Kelt’ler pagan dinine inanıyorlardı, pagan rahipleri vardı , yani Druid’ler, kadın ve erkek Druid rahipleri ve bu rahiplerin tuttukları Anallar yani Zabıtlar vardı, bu bilgiler o zabıtlardan alınmıştır ve bu belgeler halen vardır...

Not:   İngiltere kraliçesi baş Druid’dir kral ve kraliçelerin , en üst ünvanı Baş Druid rahibi ve rahibesidir


Druid’lerin Sembolü vardır, adına Golden Bough denir, yani Altındal, Aytunç hocanın soyadı buradan gelmektedir, Golden Bought yani altındal’ın günümüzdeki adı Ökseotu’dur .

Ökseotu Druid’lerin büyülerini törenlerini yaparken kullandıkları daldır


KELT’LERİN ALTIN SİKKESİ VE ÜZERİNDEKİ  LA İLAHE İLLALLAH YAZISI



7. Yüzyılda, islamiyetin hemen sonrasında, o dönemde İngiltere’nin en zengin kralı olan King Offa , Altın bir Sikke basıyor, bu altın sikkenin üstünde La İlahe İllallah yazıyor, parayı 180 derece çevrildiğinde Muhammeden Resullullah yazısı görünüyor .Bu ingiltere’deki ilk Müslüman etkisidir. Kral Müslümanlardan Tevratta bahsedildiği gibi Tanrılar olmadığını tek bir Tanrı olduğunun bilgisini öğreniyor

YERE BATAN SARNICI VE DRUİD’LER İÇİN ÖNEMİ DRUİD TÖRENLERİ

Pagan İnancı



Pagan Nedir? 

Eski zamanlarda, latince “paganus” kelimesinden gelen ve resmi roma devlet dininin dışındaki diğer politeist inançları tanımlamak için kullanılan aşağılayıcı bir terimdi. paganus “köylü, kaba” gibi anlamlara gelir. o zamanlar kullanılan daha sonra hristiyanların benimsediği heathen da kırlık alanlarda yaşayan anlamına gelir. 


Eski zamanlarda şehir hayatını benimsemeyip, kırlarda yaşayan, mevsimlerin döngüsünü kutlayan ve atalarının inançlarını yaşamaya devam eden insanlar için kullanılıyordu. daha sonraları hristiyanlar "pagan" ve "heathen" kelimelerini kafir anlamında, kendilerinden olmayan herkesi hatta müslümanları ve musevileri bile aşağılamak için kullanmışlardır. haçlı seferlerinde, istanbul’un yağmalanmasında hristiyanlar hep kendilerine karşı pagan düşmanlar olduğuna inanmışlardır.


 Günümüzde tek tanrılı ve kitaplı dinlere değil, doğa kökenli çok tanrılı dinlere inanan insanlar bu terimi gururla sahiplenirler. türkçe sözlüklerde karşılığının "putperest" olmasının bu terimi açıklamaya yetmeyeceği aşikardır.


Pagan inançları kabul etmiş kişiye denir, dolayısıyla "pagan" kelimesi hem Sıfat hem isim olarak kullanılır. yeterli bilgi olmadan yapılan yorumların tersine dinsizlik, ateizm ya da satanizm ile ilgisi yoktur, olmamıştır. yüzyıllardır süren hristiyan propagandalarının tersine, paganların cennet ve cehennem inançları olmadığı gibi, şeytan inançları da yoktur ve inanmadıklarına tapmaları da söz konusu olamaz.

 Paganların ruhban sınıfı yoktur, örgütlü bir din yapısı da yoktur bunun yerine çeşitli pagan inançlar vardır ve tanrı ve tanrıçaya ulaşmanın yolunun bir değil çeşitli olduğunu düşünürler. doğanın efendisi değil onun bir parçası olduğuna inanır ve tüm ruhani çabalar ile (meditasyon, dua, tapınma, ibadet, büyü, sihir, ritüel vs.) yaşadığımız dünya ve paganizmin temeli olan öte dünya ve tanrıça ile bütünleştiklerini düşünürler.


 Popüler kültürün coşmasıyla bir tüketim nesnesi gibi öne çıkmasına rağmen paganlar, inançlarının temeline inmeyi ve paylaşmayı tercih ediyorlar, inançlarında propaganda yapmak yoktur, zaten buna ihtiyaçları da yoktur çünkü mevsimlerin ve yaşamın sonsuz döngüsüne inanan paganlar kendi iç huzurlarına ulaşma çabasıyla yeterince meşguldur.


 Paganlar gizli örgütler ya da komplo teorilerini reddederler, bunun yerine ortak bilince ve paylaşıma inanırlar, mesih yoktur, gelip herkesi kurtaracak hızır da yoktur onlara göre, bu dünyanın ölümden sonrası için sınav olduğunu öne süren tek tanrılı dinlere karşı paganlar ölümden sonra yaşamaya ve tekrar doğmaya devam eden ruh ile herşeyin birbirini tamamladığı döngüsel bir inançlar sisteminde yer alırlar. paganların inancının temeli gaia, kutsal kitapları doğadır.





ESKİ ÇAĞLARDA PENTAGRAM'IN ANLAMI



 En eski pentagramlar taş devri mağaralarına kazınmış pürüzlü ve eğrili diyagramlardı.. Yıldız şeklinin bazı spiritüel anlamları olduğuna varılırken, erken çağ insanlarında bu beş köşeli sembol sadece bir bilinmez ve gizdi.

 Takip eden uygarlıklarda önemli anlamlar edindi kendine. Genellikle astronomik ve dinsel anlamlardı bunlar. Sümer yazıtlarında yön tayini için ve görünür beş gezegen için tanımlandı. Daha sonra Venüs’ün ve Tanrıçanın sembolü oldu.

 Antik yunanlı matematikçi ve filozof Pisagor’a göre 5 insanın rakamıydı. Antik Yunan’da vücut ve ruh 5 katlı bölümden oluşuyordu. Pisagor’a göre, pentagramın 5 köşesi insanı oluşturan 5 elementi işaret ediyordu. Ateş, su, hava, toprak ve esir yada eter denilen plazma enerjisi. Pisagorcular pentagramın sağlık tanrıçası Hygeia (hijyen kelimesi buradan gelir) tarafından kutsandığına inanırlardı. (bu kelime antik yunanca su, toprak, ruh, ateş ve hava kelimelerinin baş harflerinden oluşuyordu.)



 DA VİNCİ KİTABINDAN PENTAGRAM  İLE İLGİLİ KISIM